Zaman geçiyordu. Hızla ve belki de acımasızca.
Üstelik bu kez sadece komşu teyzeler için, deden yahut anneannen
için değil, amcaların, teyzelerin ya da yengelerin için de değil, mahallenin
bakkalı, esnafı için de değil yalnız. Senin için de geçiyordu. Ve sen bu sefer,
zamanın senin için de geçtiğini daha net görebiliyordun.
Zamanın geçtiğini etrafındaki küçük çocuklara bakarak fark ettiğin o günlerde değildin bugünlerde.. Yeğenlerini her gördüğünde nasıl da değişmişler, ne kadar hızlı büyüyorlar diye düşünmeye başladığında çaktırmadan aynanın karşısında alıveriyordun soluğu.
-“Ben de mi değiştim, gözlerimin altındaki çizgi mi yoksa?”
Yahut da,
- “Alnım kırışmaya mı başlamış?
Yok yok. Yorgunluktandır bana öyle geliyordur herhalde”
deyip geçiştiriyordun…
Önce arkadaş ortamlarında masaların asıl mezesi olan sohbet
konuların değişmeye başlar. Aileler masaya yatırılır. Eşin, dostun hastalığı
mevzu bahis oluverir. Yahut da hastalıklar sonucu yaşanan kayıplar ve
sonrasında yaşanan yas süreçleri… Ve masada oluşan derin, kesif bir sessizlik…
Vücudumuzda oluşabilecek her hangi bir aksaklığa karşı ne
kadar da hazırlıksızmışız meğer...
Sanki böyle şeyler sadece başkalarının başına gelirmiş
gibiydi değil mi? Bir gün bir rahatsızlığın, seni de ziyaret edebileceğini,
kapını çalabileceğini hiç düşünmemiştin öyle değil mi? Yahut da hep kaçmıştın,
yüzleşmek istememiştin bu düşünceyle.
Şimdi ise küçük bir sinek misali miden bulandı desene.
Sineğin küçük olduğunu gerçekten biliyor da olsan korkmuştun. Çünkü bu ancak
başkalarının hikayesi olabilirdi ve sen de dinleyicisi. Lakin bu sefer senin
hikayen vardı masada.
Hani hep ‘her şey insanlar için’ deriz ya, ne beylik laftır ve ne doğrudur aslında. Ama zannediyoruz ki o insanlar arasında biz yer almıyoruz ve hiç de yer almayacakmışcasına yaşamaya devam ediyoruz...
Unutma bir gün sen de, hani o her şeyin insanlar için olduğu
insanlardan biri olabilirsin!
Sen de, o da, diğeri de
ve siz de…
Bugün hiç olmadığın kadar yaşlısın
YanıtlaSilbugünün kıymetini bil hiçbir zaman bu kadar genç olmayacaksın!
Anın kıymetini bilip ona göre yaşamak lazım cancazım
Anın kıymetini hep bilmek ve hiç unutmamak lazım;)
SilYaşlandık gidiyoruz ne olacaz belli değil...
YanıtlaSilYaş alıyoruz diyelim biz şuna:))
SilÇok doğru, çoğu zaman unutsak da bunu her şey biz insanlar için. Ama sürekli bu gerçeği düşünerek hayattan tat alınamaz ki. Endişelendim yazdıklarından, umarım iyisindir.
YanıtlaSilSürekli bunu düşünmek değil tabi ki. Bunu bilmek ve aklımızın bir kenarına yazmak gerek ;)
SilAma iyiyim merak etme ;) Öyle düşüncelerim yoğunlaşıverdi. Daha önce hiç düşünmediğim şeyler olunca da böyle cümleler dökülüverdi işte. Dedim ya sinek küçük ama düşünceler goccaman :))
Şimdi buradayım.Çok büyük düşüncelere sahipsin yavrum.Bunu söyleyecek yaştayım,Ama gerçekten içimdeki coşkuyu seviyorum.Empati yapmışsın,hoşuma gitti.Zaten senin yazılarını hep beğeniyorum.Zaman başlıklı bir yazım var.Aslında onu okumanı ve yorumlamanı isterdim.Zira akıllısın.Hadi bakalım hoşcakal yavrum.
YanıtlaSilHoş gelmişsiniz;)
SilGüzel düşünceleriniz ve dile getirişiniz için çok teşekkür ederim. Ben de şimdi ziyarete geliorum
Offf hem de öyle acımasız ki o zaman :)
YanıtlaSilZaman alıyoruz ve aynı zamanda yol alıyoruz...
YanıtlaSil