yatılı misafir etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
yatılı misafir etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Çok şey yazma isteği, bir şey yazamama hali,
çok şeyden bahsetme isteği ve bir türlü bir yerden başlayamama hali…



Biriktirdiklerim bir gün satırlara güzelce dökülür mü, yoksa sadece hatıralarda mı kalır…
Ama yazdan kalanlar yeterince hayallerde kalmıyor mu?

Aktarılmaya ihtiyacı var gibi sanki,
Kapalı  dolaplarda havalandırılmayı bekleyen yorganlar misali…
Çek Sifonu Gitsin!

Yine bir pazar, yine ellerim klavye üzerinde, parmaklarım tuşların üzerinde gezintiye çıktı sanki. Ne gezintisi, koşturmak denir buna. Durdurmak ne mümkün..Ne çok şey var yazmak istediği... Bir yandan saçmalamak istiyor, bir yandan da geri çekilip yazdıklarına bakıyor, sonrasında ise back space tuşunda alıyor soluğu. Ve sabitliyor kendini, klavyenin sağ üst köşesine. Durmaksızın başlıyor yazdıklarını silmeye. Parmaklarım mı benden hızlı, düşüncelerim mi koşturuyor peşimden bir atlı gibi adeta bilemedim..

Bir yandan çok şey yazmak isteyince bir yandan da karar veremeyince nereden başlayacağına,  böyle oluyor sanırsam.. Ya da belki de hepiciğini şimdilik bir rafa kaldırmalı...
Yok yok belki de en iyisi tuvalete atmak, üzerine de bir güzel sifonu çekmek!
Son zamanlarda kalkamaz oldum laptopun başından.  Yatıyorum kalkıyorum aklımda hep aynı şey. Sevgili bloğum!  Biricik arkadaşım oldu benim. Hatta arkadaş kelimesi bile az geliyor şu an aramızdaki bağı anlatmam için. Sanki bir canlı muamelesi yapıyorum ona ve kendimi kaybedip onunla konuşmaya başladığımı bile fark ediyorum. “Aman da başlığı iyi görünüyor muymuş, azıcık sağa mı kaydırmalı yazılarını acaba, yok böyle ortalı iyi görünüyorsun sanki, tasarımını değiştirsem mi ?” 
Sanki o benim çocuğum da onu besleyip büyütmeye çalışıyorum gibi bir hal içindeyim. Bunu da nasıl fark ettim, anlatmak istiyorum size de. Kendi şapşallığıma azıcık da siz gülesiniz diye. Ben bu bloğu yazmaya karar verdiğimde kendime yeni bir laptop aldım. (Benim bir ahiretlik laptop vardı, söylemesi ayıp olmazsa, neredeyse 10 yıllık sizlere ömür oldu da) Ve dün de laptopum için çanta almaya gitmiştim. 

 Dilek mi tutuyoruz sadece, aynı zamanda bir şeylere mi tutunmak istiyoruz acaba?

İnanmak, umut etmek, beklemek, gerçekleşince ona bağlamak falan filan işte.
İnsanın bir şeylere tutunma isteği değil midir zaten dilek tutmak?

En çok da yıldız kayınca tutulan dilekler vardır. Bilmeyen yoktur onu.
Filmlere de pek sık konu olur hani. Genç çiftimiz akşam saatlerinde romantik dakikalar geçirirken, kadın kafasını kaldırıp gökyüzüne baktığı anda ne hikmetse bir yıldız kayar. Tabi adam bundan bihaber. 

Toplam Sayfa Görüntüleme Sayısı