30 yaş sendromu etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
30 yaş sendromu etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
30 Yaşındaysanız Eğer Hayat Gerçekten Çok Tuhaf

Ben küçükken “cedric” diye bir çizgi film vardı. Bayılırdım ben o çizgi filme. İşte bu yazıya başlarken de “cedric” aklıma geldi. Ve hemen onunla giriş yapmak istedim. 30 yaşındaysanız eğer, hayat gerçekten çok tuhaf :)

Şu sıralar bir telefon görüşmelerim var ki, sormayın.  (Ay sanki kahve falı yorumlaması gibi oldu bu :) ‘uzun telefon görüşmelerin var’)

Ama öyle valla. Uzun zamandır görüşmediğim arkadaşlarım, eş-dost derken pek bi sık arandım. Nedeni  yani karın ağrıları neymiş diye soracak olursanız, merak anacım merak.

Vay arkadaş biz Türk milleti olarak  ne meraklıyız?

 Kim kaç yaşında ve hala bekar :) Size ne la bundan. Şubat tatili geliyor ya hani, diyeceğim şu: var mı birileri diye soruyorlar, özel durumlar falan.

30 Yaşındaysanız Eğer Hayat Gerçekten Çok Tuhaf


Hani nişan mişan görülüyor mu ufukta? Öğretmeniz ya hani, tatil öncesi tatil sonrası muhakkak bi sorulur.

Hay yarabbim yaresulallahım!Anam yok. Bu gidişle olmayacak da. Çünkü düşündüm de ben halimden memnunum zaten.

İyi adamlar zamanında kapılmış arkadaş, şimdiler de yok, kalmamış düzgün adamlar. Bi arkadaşım var mesela bi adamla beraber adam daha önce evlenmiş boşanmış, şimdi buraya kadar hadi yine olsun diyorsun, hayat alıştırdı çünkü malum. Böyle boşanma durumlarına. Ama bi de çocuk var 4 yaşında. Azıcık da delisinden eski karı. Ama arkadaşım aşık işte.  Amaninbooo yani :)

Nesrin’ imlen yine oturuyoruz bir gün,  bu arkadaşımdan falan bahsediyoruz ve buna benzer çevremizdeki bir sürü ilişkiden. Bi sürü diyorum, çünkü son zamanlarda çok sık duyar olduk bu ve benzeri durumları . Alın size Nesrin’imin müthiş yorumu.

 Hani pazara geç saatte çıkarsın da, her şeyin ucuzu, kötüsü kalır ya. Domatesler ezik büzük, buruşmuş, çürümüş meyveler. İşte bizim iş diyor buna dönüyor, bundan sonra kızım :)

Aman ne güldük ne güldük. Komik bi benzetme belki, ama doğru valla. Pazara erken vakitte çıkmak lazım azizim. Biz o treni kaçırdık belli. Bundan gayrısı böyle çoluklu çocuklu adamlar işte :)

30 Yaşındaysanız Eğer Hayat Gerçekten Çok Tuhaf

Ay valla pucca gibin oldum, sürekli bu tarz konuları yazıyorum farkındayım. Ama çok üzerime geliyorlar yahu :)



Kadınsanız, yaşınızın 30’ a gelmesine ramak kalmışsa, başka bir şehirde ailenizden ayrı yaşıyorsanız  ve  klasik bir türk anneniz varsa şayet, her lafın sonunun hayırlı bir kısmete bağlanması kaçınılmaz sondur, şüphesiz ki!  (Şüphesiz ki mi, o ne la? Sanki bir hadisi açıklarmış gibi. Tövbe tövbe)

‘Allah tez zamanda hayırlı bir eş çıkarsın yavrum’ lu cümleleri duymakla geçer ömrünüzün geri kalan zamanları. Ve bir evlilik yapıncaya dek de bu cümlelerin türlü türlüsünü duymaya mahkumsunuzdur.

Telefon görüşmelerinden örnekler:

Anne:  Kızım bak yemeğine, beslenmene dikkat et. Kuru kuru şeylerle beslenme öyle.
Kız:     Tamam annişim merak etme.
Bugün çıkışta market alışverişi yapacağım zaten.
Anne:   Ah kızım!  Allah hayırlısıyla gönlüne göre birini çıkartsın karşına yavrum.
Kız:      Yahu kadın, bunu buraya nasıl bağladın şimdi? Der ve kahkahalar havda tabi kiJ
Anne:   A gızım işte yalnız çıkmazdın markete falan, yorulmazdın o çıkardı. Aman ne bileyim işte.. deli kız.


Anne: Kızım kaç saat oldu nerelerdesin, meraktan Nesrin’ i aradık, insan sınava gidiyorum, demez mi?
Kız: Unutmuşum annem.
Anne: Ah kızım Allah tez zamanda karşına bir eş versin.

Yahu ne alakası var şimdi?
Korkarım ki  yakında şuna dönecek halimiz,
“ günaydın anne, nasılsın, Allah tez zamanda…….”
Aminnnnn annem aminnn :)

Ey türk kızı, zamanında yanlış insanlarla vakit geçirdiysen ve yaşın 30' a merdiven dayadıysa,
El alemin kaygı düzeyini de düşünmelisin. Aa çok ayıp, lütfen ama…

Yazık değil mi onlara, nasıl hesaplar yapıyorlar, ‘çocuk doğuramazsın’ diye ne hikayeler anlatıyorlar.

“Şimdi anacım 30 da evlendin mesela, hadi ilk yıl evliliğe alışayım, azcık gezelim tozalım bir yıl bekleyelim desen yaş oldu 31. Hadi 31’ in son demlerinde tutturdun doğurdun çocuğu, ki oda bi şans. Eee bu çocuk tek mi olacak ayol, kardeş lazım. Aaaa yalnız bırakmaya hakkın yok! Sonra ikinciyi de doğurduydun diyinceye kadar  yaş oldu 35. Ee 35’ ten sonrası tehlike tabi, bak bunlarda iyi ihtimaller.”

Arkadaş, birazdan trigonometrik hesaplara geçilecek :)
Ve bu bilumum hikayeleri anlatmak için nasıl da mesai harcıyorlar.
Ay kıyamam ben onlara ya. Canlarım ya, yazıkkkk. 

Canımız ciğerimiz konu komşumuz, aile efradımız ve aynı işte çalışıp ta,  tek konuştuğumuz konu bu olan çok saygılı  iş arkadaşlarımız. (Daha doğrusu onların konuştuğu, sizin dinlemeye mahkum edildiğiniz)

Ama şımaracağım ya bu kadar sevmeyin beni,  ilgilenmeyin :)

E bi de level atlama durumu var tabi. Evlenirsen arkadaş, otomatikman level atlamış oluyorsun. Bi nevi statü meselesi. Yehhhuuuuu!!!

Aramıza hoş geldin partileri falan yapılıyor. Bak şimdi sen oyunun o kısmına da katılamıyorsun gördün mü? Çekiştiremiyorsun eşleri. Mesela sabah uyanamadıysan, işe geç kalktıysan falan, sana kikir kikir bel atı espirileri de yapılamıyor. Ay ne çok şey kaçırıyorsun :)



Bir de vurucu nokta var ki,
 “Ay anlamıyorum ki, senin gibi bi kızı nasıl boş bırakıyorlar.”
Otobüs müyüm la ben? Boş bırakmak da neyin nesi?
“Ay nasıl görmüyorlar senin gibi güzelliği, sen mi fark ettiremiyorsun acaba”
 Arkadaş övüyon mu, gömüyon mu belli değil :)
Fark ettirememek de neyin nesi, pazar tezgahına çıktım da haberim mi yok?
‘En iyi armut benim!! Bakın, dışı gergin kabuklu, içi sulu, tatlı mı tatlı…’
Tövbe yarabbim şirazeden çıkarırlar adamı.

Tamam beni beğendiğiniz, sevdiğiniz için söylüyorsunuz da

İşte,
kadın  güzel, adam güzel olsun neye yarar ki?


Ben aşık olmak istiyorum arkadaş!
Evet, hala aşkın var olduğuna da inanmak istiyorum.

Hayde sizi gidi konu komşu, akraba, eş dost, dayı, teyze, emmi!
siz hiç düşünmeyin beni, ben düşünmüyorum bu kadar.

Ey aşk, her neredeysen çabuk gel, kurtar beni bu ahaliden :)




Toplam Sayfa Görüntüleme Sayısı