Nostaljik Pazartesi: Sihirli Kumandam Ve Ben

Nostaljik Pazartesi: Sihirli Kumandam Ve Ben

Efenim öncelikle herkese mutlu, şahane ve güllaç tadında haftalar dilerim:)

İyi ki şu pazartesileri böyle bir etkinlik var ki, yazımı paylaşabiliyorum sizinle. İnanın şu sıralar fena bir yoğunluğum var, atlatır atlatmaz nelerle uğraştığımı yazacağım bloğcuğuma :) Şimdi yazılar birikiyor lakin, malum düzenlenmeden aktarılmıyor. Ki düzenlemek de ayrıcana bi vakit alıyor.
Haydeeee, o zaman azcık geçmişe gidelim ve size kumandamla tanışma, kaynaşma, fingirdeşme hikayemi anlatayım :)

Sihirli Kumandam Ve Ben

Bana bir kumanda verdiler.
Bununla istediğin zaman durdur, istediğin zaman geriye al, istediğin zaman da kaydet dediler.


Fal taşı gibi açılan kocaman gözlerimle,
“Bi dakika bi dakika geriye mi alınıyor? Yani istediğim zaman geriye alabilecek miyim?
İşte bu harika bir şey” dedimmm ve o noktadan sonra kendimi kaybettim :)
Neyden mi bahsediyorum, sevgili televizyon kumandamdan bahsediyorum.  Her eşyama yeterince anlam yüklediğim yetmiyormuş gibi şimdi bir de pek sevgili kumandam vardı. Kendisi ile ilişkimiz önceleri çok iyi gidiyordu gitmesine amma velakin şu son zamanlarda pek de iyi gittiğini söyleyemeyeceğim. Neden mi, çünkü beni kendisine çok alıştırdı da o yüzden. Nereye gitsem, kiminle konuşsam onu arar oldum hep. Eksikliğini hissettiriyor bana edepsiz şey.
Ne saçmalıyor bu kız diye daha fazla sizi düşündürmeden ve siz sayfayı kapatmadan konuya girsem iyi olacak sanırım;)

Evime internet bağlatmak için geçtiğimiz aylarda Turkcell Superonline ile görüşmüştüm.
Onlarda bana  internetin yanı sıra Turkcell Tv diye bir uygulamadan bahsettiler. Nedir, ne değildir bilmez idim. Zaten yeni bir şeymiş. Şöyle iyi bir şey, böyle iyi bir şey, şöyle kanallar var, böyle özellikleri var falan filan. Kanmaya müsait olan ‘ben’ de, tamam o da olsun deyiverdim bir kere.
Neyse işte bu Turkcell Tv uygulaması ile istediğin zaman yayını durdurabiliyorsun. Mesela önemli bir haber mi izliyorsun yahut dizinin tam heyecanlı bir yeri mi? Ve o sırada telefon mu çaldı?  Hooop hemen durdurabiliyorsun. Ya da geç mi kaldın durdurmakta hooop hemen geriye alabiliyorsun.
12 saate kadar geri alma şansın bilem var.

Bu yıl televizyonu az seyretmeme rağmen öyle bir alışkanlık yaptı ki bu durum anlatamam. Eve geliyorum akşam haberlerini izlerken bir yandan da yemek hazırlıyorum mesela. Tak tak tak domates keserken tezgahta, bir yandan da kulağım televizyonda.  O bakan bu bakana şunu demiş, bu bunu demiş…
 -Ayyyy duyamadım deyip hemen fıtı fıtı kumandayı elime alıp geriye sarıyorum sonra tekrar işimi yapmaya devam ediyorum.
Hele dizi izliyorsam şayet, çok sıkıştım tuvalete mi girmem gerek. Niye bekleyeyim ayol reklam girmesini deyip durduruyorum, sonra tuvaletten çıkınca tekrar başlatıyorum.
Geri al izle, durdur izle. Bana bir özelliğini öğretmeye görsünler hele, öğrenmek ne kelime sömürüyorum adeta. Nokta noktasını çıkarttım artık işin.
Geriye sardım izledim, izledim durdurdum, durdurdum yine izledim. Ve bütün bunları da o muhteşem kumandam sayesinde yapıyordum. Ama artık kendisi ile olan münasebetime biraz ara vermenin zamanı geldi de geçiyordu bile. Mesela geçtiğimiz günden bahsedeyim size.



Okuldayım ve veli görüşmesi yapıyorum odamda. Velinin söylediği bir sözden bir anda düşünce baloncukları oluştu kafamda resmen, bir sürü baloncuk. Hani şu çizgi filmlerde olur ya aynen öyle. Zaten hayal kurmaya çok müsait ‘ben’, koptum, gittim çoktan.
Sonra bir anda masanın karşısında oturan velimin sesi yükselmeye başladı, şimdi ne yapacağım ben hoca hanım?? Hoca hanım??
Bilumum ıkınma sesleri başladı ben de:
-Iıııııuuuuuu,
ımmmmm,
 ummmm, hımmmmm…..
Ve benzeri  sesleri çıkarttıktan hemen sonra, istemsiz bir şekilde elimin masamın üzerinde dolandığını fark ettim.  Ve sonra bir anda ‘ne yapıyorum ben ya’ dedim içimden. Resmen kumandayı arıyordum.
Haydi bakalım hoca hanım geri de alamıyorsun ki, şimdi televizyon mu bu?
Mıçtım mı şimdi?

Sonra hemencecik toparlanıp bildiğim bütün konuşma yöntemlerini hatırlattım kendime.
“Ve şimdi durumu şöyle bir toparlayalım, öncelikle sizin ne yapacağınıza ben değil siz karar vermelisiniz. Bu sizin kararınız olmalı, bu yolda ben ancak size fikirlerimle yardımcı olmaya çalışırım, yol göstermeye çalışırım.  Öncelikle siz tam olarak ne hissediyorsunuz bana düşüncelerinizi anlatın” gibi cümleler kurup kaldığım yerden devam edebildim çok şükür.  Ve nihayetinde görüşmeyi güzelce sağa salim noktalayabildim.  Bu durumu kotarmıştım evet ama her şey işim gibi olamazdı sonuçta.

Çünkü ben bunu ilk defa yapmadığımı fark ettim. Son zamanlarda dikkatsizleştiğimi hatta belki alıklaştığımı fark ettim, iyi dinleyemediğimi, iyi bakamadığımı…

Ve malesefki bu tek örneği değildi. Yanımda bir şey anlatılıyor ben pek kulak vermiyorum, ya da bir şey gösteriyorlar çok da iyi bakmıyorum gibi. Sanki sonrası varmış gibi davranıyorum.
Bu durumumdan Nesrin’ e bahsettiğimde bana ‘click’ diye bir filmi hatırlattı, eski bir film. Baya bir güldük bunun üzerine :) İzleyenleriniz vardır belki. Öyle saçma sapan bir hale geldi benim vaziyetler de anlayacağınız.

Aslında bakarsanız şöyle düşünüyorum da bazen geriye alabilsek hayatı da,

hayatın da bir kumandası olsaydı mesela ne güzel olmaz mıydı ama :)


10 yorum:

  1. Hahahhhaa çok hoşsun . Hayatı geriye almak . Farkında olmadan aslında sık sık yapıyoruz. Özellikle üzüntülü anlarımızı başa sarıp sarıp izliyoruz. Ya da mutlu anlara nostalji adını verip özlemle izliyoruz. Bazen yaşadıklarımız öyle bir hal alıyor ki şimdide yaşadığımızı bize unutturuyor kumanda geçmişe sarıp duruyor. Sevgiyle kal güzellik ;))

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ahh hiç sorma tigrisim;)
      Hele o güzel anlar bazen hiç bitmese diyorum ya da tuşa basıp hep durabilsek o anda kalabilsek mesela. Ama ne mümkün. Yılbaşı da geliyor, enam hiç istemiyorum sanki, tribe mi giriyorum ne şu an yorum yaparken acep:))

      Sil
  2. Turkcell tv uygulamasını bilmiyordum, hayatın bir kumandası olması fikri çok hoşuma gitti;) Sevgiler...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Müthiş bi uygulama kesinlikle. Geçen yıl daha çok televizyon izlerdim, şimdi çok izlemesem de geriye sarma özelliği sayesinde seçici olabiliyorum en azından. Beğendiğim programları yakalayabiliyorum;) Ahh bir de hayata uygulansa fena da olmaz tabükü:)

      Sil
  3. Ay ne güzel olurdu 'tık' diye düğmesine basıp sevmediğimiz kişileri dondurmak!:))))Neyse en azından ben Tayyip tv'de göründüğünde hemen kanal değiştiriyorum:))))
    Ne yazık ki, hayatın bir geri al düğmesi yok:(
    Sevgilerimle...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Tayyip tv' de göründüğünde mi:)) Hahaha:) O da bir yöntem tabi.

      Sil
  4. Cidden güzel olurdu :) Efendim, anlayamadım deyip duracağımıza tak diye geri alırdık :))

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ayy kesinlikle, valla süper oluyor. Hele sevdiğin kareleri defalarca da izleyebiliyorsun, bazen psikopatça olsa da:))

      Sil
  5. Aslında keşke hayatı ileri alabilsek bazen hiç geçmiyor....

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Benim için de tam tersi işliyor sanırım. Hele ki şu sıralar, öyle hızlı geçiyor ki...
      "durdurunnnnn" diye bağırasım geliyor adeta

      Sil

Şişt pişt, orada olduğunu biliyorum!
Yorumların benim için çok önemli, öyle okuyup okuyup kaçmak yok;)

Toplam Sayfa Görüntüleme Sayısı