Fakat Müzeyyen Bu Derin Bir Tutku

Fakat Müzeyyen Bu Derin Bir Tutku

Aşk, ilişkiler ve kadınlar üzerine kitap yazmaya çalışan Arif ( Erdal Beşikçioğlu) ile bir anda karşısına çıkan Müzeyyen ( Sezin Akbaşoğulları) arasındaki ilişkiyi konu alan bir film. Filmi izlerken elime kağıt kalem alıp not tutmak istedim adeta. İlişkiye, aşka dair çok güzel özlü sözler vardı filmde. İzlerken bir yandan filmi durdurma isteği uyandırıyor insanda.
Durup düşünme isteği…

Şu sıralar ruh halimden mi kaynaklıdır bilinmez, bu tarz filmleri çok izler oldum. Daha doğrusu bu tarz derken, ilişkiler üzerine, romantik filmler diyebilirim. Hoş belki de kötü bir şey yapıyorumdur. Sanki daha da depreştirir gibi kendimi.

Kah söylendim kah izledim işte.
Söylendim diyorum, çünkü zaman zaman içimden çıkan, dır dır eden yaşlı teyze ile beraber izledik filmi.


İzlerken de ne gıcık oldum ama kadın karaktere. Ah Müzeyyen ahh didim :)
 “Zaten böyle kadın olmak lazım. Başka türlü olunca sen terk ediliyorsun arkadaş!”  Müzeyyen böyle bir ‘Müzeyyen’ olmasaydı bu filmde, adam onu bırakacaktı. Yani aslına bakarsanız benim gözümde Müzeyyen ‘erkek’ gibi bir kadındı. Erkek derken delikanlılıktan falan bahsettiğim yok. Aman sakın yanlış anlaşılmasın. Yani bir ilişkide erkeğin tavırlarını sergileyen bir kadın gibiydi demek istiyorum. Bir nevi roller değişmiş gibi.

Yani düz, rahat, hem çapkın, hem sadık, baskın, güçlü, güzel, umursamaz, çok konuşmayan, kendine dair çok fazla şey anlatmayan, esprili biri. Başka kadınların kafasına takacağı şeyleri kafasına dahi takmayan (kuaföre gitmeyip saçını bile kendi kesen :),  yanındaki erkeği değiştirmeye çalışmayan.. gibi gibi işte..

Fakat Müzeyyen Bu Derin Bir Tutku

“Tabi içimdeki teyze hemen konuştu “Kadının fıtratına aykırı bi kere la bu durum :)”
Değil mi ama?
“Al işte Arifcim” dedim, filmi izlerken. “Böyle kadınlara bayılırsanız, böyle kadınlar da sizin hayatınızı alt üst edip çekip gider :)”

Şaka bir yana siz en iyisi mi filmi izleyin bence. Malum ben depreşik duygularla yazıyorum şimdi. Böyle güçlü kadınlara falan da pek tahammül edebildiğim söylenemez.  Benim için kadın dediğin ilişkisi bitince oturur, salya sümük ağlar. Arar, mesajlar atar. Nokta! Aşık bir kadınsa şayet, bundan gayrısını anlayamıyorum ben :)

Haa bir de filmde Müzeyyen’ in evine bayıldım.

İstanbul’ un merkezinde, muhtemelen Beyoğlu, Nişantaşı, Cihangir gibi yerlerin ara sokaklarında bir ev.
‘Zaten böyle evlerde, böyle kadınlar-adamlar  yaşar ve hep böyle ilişkileri olurmuş gibi’ bir his uyandırıyor.
 Aklıma İncir Reçeli, Issız Adam, Kaybedenler Kulübü filmleri falan geldi hatta.

Fakat Müzeyyen Bu Derin Bir Tutku

Ben en iyisi daha fazla yazmayayım da, siz kendiniz izleyin, yorum yapın derim. Lakin sonuç olarak, ben filmden oldukça etkilendim ve çok da beğendim.

Şimdi aşağıda beni etkileyen, not almamı sağlayan o güzel özlü sözleri paylaşacağım sizin için. İşte filmden güzel replikler :

 “ Bazen insanlar biri yarım sanar, iki yaparak tamamlamaya çalışırlar. Oysa iki lanet bir sayıdır, kendine yetmez. Hep üçe koşar. Bu yüzden arkadaşlarımın evlenmesi hep hüzünlendirir beni.”

“Bir şeyin kalbini kırması için illa yanlış olması gerekmez ki…”


“Evde bekleyeni olan insanlar iş yerinde daha verimli oluyormuş.”

“Öyle sadece ilişerek ilişki olmaz. Biraz sorumluluk alman lazım.”

“Adam kadının çok seviyor, sevdikçe ruhu büyüyor, ruh eve sığmıyor.”

“Belki de ayrılıklarla az acılı bir ölüm provası yapıyoruz. Ne kadar çok ayrılık, o kadar hazırsın ölüm acısına.”

“Bu aşk hikayelerini hep aynı adamlar mı yazıyor? Başlangıçlar farklı ama sonlar hep aynı.”



6 yorum:

  1. Kitabını sipariş edeceğim ilk iş çok merak ediyorum.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ben de filmi izleyince merak ettim kitabı doğrusu. Fakat filmle çok alakalı değilmiş. Yani iki ayrı şey olarak değerlendirmek lazım imiş ;)

      Sil
  2. Sevdiklerimden benim de...
    O şiirsel anlatımına bayıldım filmin...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Evet, ben de bayıldım. Muhteşem replikler vardı..

      Sil
  3. Kitabı çok güzelmiş okuyacağım ben de sonra da filmi izlerim :)

    YanıtlaSil
  4. Filmde oyunculuk çok iyiydi lâkin ağır işledi konu. Zaten kitaba bakılırsa kitap ince bir kitap
    arayı doldurmak istemişler; pek olmamış sanki. ama kitap çok iyi, tavsiye ederim

    YanıtlaSil

Şişt pişt, orada olduğunu biliyorum!
Yorumların benim için çok önemli, öyle okuyup okuyup kaçmak yok;)

Toplam Sayfa Görüntüleme Sayısı