Restore işlemleri
devam ediyordu…
Zaman zaman
hızlı, zaman zaman sakin, zaman zaman gergin, zaman zaman huzurlu, zaman zaman
mutlu, zaman zaman ise zor, çok zor…
Eski biçimine
getirebilmek önemliydi, aslına uygun olarak onarabilmek, az hasarla, fark
ettirilmeden,
Asıl olan
özelliğini bozmadan…
Ben demiyorum, bakınız sözlük diyor:
Restore: eski biçimine ya da
ilk durumuna getirilmiş.
(eski ve değerli bir yapıyı) bozulmuş, yıkılmış yerlerini, bölümlerini aslına uygun bir biçimde, aslını bozmadan onarmak.
Bozmamak, bozulmamak
kolay mıydı?
Bozmadan onarabilmek…
Ya da aslına uygun olur
mu? Olunur mu?
Aslı gibi? Iııh,
cıkkk olmaz…
Aynı nehirde iki kere
yıkanılmaz mı diyordu Herakleitos?
Her şey değişiyor ve hiçbir
şey aynı kalmıyorsa şayet, her şey akıp gidip hareket ediyorsa, su aynı su olur
mu? Sen, aynı sen olur musun?
Şimdi bunu nereye
bağladın diyorsan sevgili okuyucu, inan ben de hiç bilmiyorum. Hınzırca ve hızlıca klavyenin üstünde, hareket eden parmaklarımı elimden geldiğince durdurabilmiş halim bu.
Çok başarılı bir anlatım, bence gayet güzel bağladınız yazıyı :)
YanıtlaSilTeşekkür ederim;)
SilAsıl olanın özü aynı, restore olması ona güç katıyo, yenileniyo. Neden eski biçimine getirmeye çalışalım ki bence restore sonrasi yeniliği, güçlülüğü sevmeli. Tabi asıl olan özelliği bozmadan, az hasarla ;)
YanıtlaSilİŞte korkuyorsa demek ki.. Asıl olan bozulursa diye, kaybederse diye..
SilAma tabi korkunun da ecele faydası yoksa demek ki:) Akacak kan damarda durmuyorsa, su testisi de su yolunda kırılıyorsa ve sakla samanı gelir zamanı ise de... diyerekten saçmalar ve yorumumu bitiririm :)
Iııh, cıkkk kaybetmez :))
YanıtlaSil