7 Aralık 2017 Perşembe

Mecalim Nerelerdesin



Mecalim nerelerdesin?
Sitem ediyorum, alınıyorum artık sana, koyma beni bi başıma, bırakma.

Aldanmayasın giydiğin elbiseye, oturduğun koltuğa sevgili okuyucu. En nihayetinde sen de, ben de ve hepimiz de birer insanız sadece.

Uğraşma boşuna, 
dışarıda ne yersen ye, eve gelince nohutlu bulgur işte.
Bi heves oturmuyor muyuz sofraya? Hatta fasülyenin yanında pilav da yiyorsundur sen, valla ben de yiyorum :) Hatta çoğu kez bulguru da nohutlu değil mi?

Mesela sen de üşütünce ossuruyosun, ben de:) Hatta midesi bulanınca kusabiliyor insan, kusmaz da çok zorlanırsan parmaklamak zorunda bile kalabiliyorsun? 
Iyyyy ne kadar da iğrenç değil mi? İğrenç demişken ishal olup klozeti de batırıyor musun mesela?

Ne mi diyorum ben sevgili okuyucu?

Hepimiz diyorum insanız nihayetinde, hatalarıyla, doğrularıyla, yanlışlarıyla, insanız insan. Ezme diyorum, bulunduğun mevkiyi hak görüp,
önce otur bi düşün diyorum? Elek diye bir şey var mesela, kullan yahu! Geçir sözcüklerini..
İnsan diyorum, beşer durmaz şaşar diyorum.

Çünkü biliyor musun? Alırsan mazlumun, yalnızın, hastanın ahını, her zaman çıkmaz aheste aheste bir beste; gün olur çıkar çarçabuk bir beste.
Çok da beklemeye gerek yok diyorum yani.

Bardağı taşırırsa o son damla,
damla, damla olmakla kalmaz artık. Çağlar şelale gibi, gürül gürül hatta güldür güldür.

Saklayınca samanı geliyordu zamanı sanki değil mi? Ha bir de ne ekersen onu biçiyordun bak bence bu da önemli.

Hala ne mi diyorum ben sevgili okuyucu, sitem ediyorum, ağlıyorum, haykırıyorum.
Cümlelerle, kelimelerle anlatılır mı ve anlaşılır mı acaba meramım diye deneme yapıyorum. Acaba biraz olsun merhametten nasibini almış insanoğlu var mı diye merak ediyorum.


Duygularım demlenmekten acıdı artık, çay da acı hiç içilmiyor be azizim, yakıyor insanın boğazını, rengi ise hiç mi hiç iç açmıyor...

Köprüden önceki son çıkış önemliyse demek ki,

Veda vakti de alnıma koyma be arkadaş o buseyi, gitmeden, geçmeden o Borlu pazarı, sür eşeği bence Niğde’ ye.

Sen sen ol sevgili okuyucu, öfkeyle kalkıp zararla oturma, öfkeni başkasındansa, sakın ola ki çıkarma!!

16 yorum:

  1. Duygularım demlenmekten acıdı artık, ne güzel demişsin :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Yoğunlaştıysam demek ki;) ÇIkıvermiş böyle cümleler...

      Sil
  2. Bulduğuma çok sevindiğim blogunuzun yolunun tarifini Derin yani Deep Tone yaptı.
    Merhaba :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. 😊Ne de güzel yapmış o zaman. Teşekkür ederim. Hoş geldiniz o halde💁

      Sil
  3. Gerçekten insan olun biraz merhamet olsun içinizde ...gerçekten çok güzel yazmışsın güzel bir duygu anlatimi olmuş yüreğine sağlık sevgiler ....😊

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Içimden geldigi gibi oldu. Allah ne verdiyse misali😁 Koyverdim kendimi:)) Cok teşekkür ederim

      Sil
  4. Günlük hayatımızın tüm kirli çamaşırlarının pat pat yüzümüze vurulduğu bir yazı olmuş. Okurken kocaman bir kahkaha patlattım ne yalan söyleyeyim.
    Samimiyetinizi sevdim, topukları jiletle törpüleme yazınızı da okudum yanda görüp, bir gün merakıma yenilip deneyebilirim :)
    Sevgiler, bol kahkahalı günler dilerim, takipteyim efendim :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Hoş geldinizzz, iyi ki de geldiniz:)) Guldurebildiysem ala;) Malum toplumcanak en çok ihtiyacımız olan şey gülmek. Hep beraber bol gülüşlü günlere o zaman;)

      Sil
  5. son yazıma bi baksan yaaaa :)

    YanıtlaSil
  6. İçten bir yazı olmuş. Ne de güzel olmuş. Kaleminize sağlık. Bu arada kahve içmeye bize de beklerim.:)

    YanıtlaSil
  7. "Dost acı söyler" derler ya, öyle bir şey. "Davulun sesi uzaktan hoş gelir" de demişler ama; belki de bizim oralarda davulların sesi fazla çıktığındandır. Güzel yazıydı, gülümseyerek okudum. :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Teşekkür ederim. O davulları arada patlatmalı bence:))

      Sil

Şişt pişt, orada olduğunu biliyorum!
Yorumların benim için çok önemli, öyle okuyup okuyup kaçmak yok;)