26 Şubat 2015 Perşembe

Sihirli Kumandam Ve Ben

Bana bir kumanda verdiler.
Bununla istediğin zaman durdur, istediğin zaman geriye al, istediğin zaman da kaydet dediler.


Fal taşı gibi açılan kocaman gözlerimle,
“Bi dakika bi dakika geriye mi alınıyor? Yani istediğim zaman geriye alabilecek miyim?
İşte bu harika bir şey” dedimmm ve o noktadan sonra kendimi kaybettim :)
Neyden mi bahsediyorum, sevgili televizyon kumandamdan bahsediyorum.  Her eşyama yeterince anlam yüklediğim yetmiyormuş gibi şimdi bir de pek sevgili kumandam vardı. Kendisi ile ilişkimiz önceleri çok iyi gidiyordu gitmesine amma velakin şu son zamanlarda pek de iyi gittiğini söyleyemeyeceğim. Neden mi, çünkü beni kendisine çok alıştırdı da o yüzden. Nereye gitsem, kiminle konuşsam onu arar oldum hep. Eksikliğini hissettiriyor bana edepsiz şey.
Ne saçmalıyor bu kız diye daha fazla sizi düşündürmeden ve siz sayfayı kapatmadan konuya girsem iyi olacak sanırım;)

Evime internet bağlatmak için geçtiğimiz aylarda Turkcell Superonline ile görüşmüştüm.
Onlarda bana  internetin yanı sıra Turkcell Tv diye bir uygulamadan bahsettiler. Nedir, ne değildir bilmez idim. Zaten yeni bir şeymiş. Şöyle iyi bir şey, böyle iyi bir şey, şöyle kanallar var, böyle özellikleri var falan filan. Kanmaya müsait olan ‘ben’ de, tamam o da olsun deyiverdim bir kere.
Neyse işte bu Turkcell Tv uygulaması ile istediğin zaman yayını durdurabiliyorsun. Mesela önemli bir haber mi izliyorsun yahut dizinin tam heyecanlı bir yeri mi? Ve o sırada telefon mu çaldı?  Hooop hemen durdurabiliyorsun. Ya da geç mi kaldın durdurmakta hooop hemen geriye alabiliyorsun.
12 saate kadar geri alma şansın bilem var.

Bu yıl televizyonu az seyretmeme rağmen öyle bir alışkanlık yaptı ki bu durum anlatamam. Eve geliyorum akşam haberlerini izlerken bir yandan da yemek hazırlıyorum mesela. Tak tak tak domates keserken tezgahta, bir yandan da kulağım televizyonda.  O bakan bu bakana şunu demiş, bu bunu demiş…
 -Ayyyy duyamadım deyip hemen fıtı fıtı kumandayı elime alıp geriye sarıyorum sonra tekrar işimi yapmaya devam ediyorum.
Hele dizi izliyorsam şayet, çok sıkıştım tuvalete mi girmem gerek. Niye bekleyeyim ayol reklam girmesini deyip durduruyorum, sonra tuvaletten çıkınca tekrar başlatıyorum.
Geri al izle, durdur izle. Bana bir özelliğini öğretmeye görsünler hele, öğrenmek ne kelime sömürüyorum adeta. Nokta noktasını çıkarttım artık işin.
Geriye sardım izledim, izledim durdurdum, durdurdum yine izledim. Ve bütün bunları da o muhteşem kumandam sayesinde yapıyordum. Ama artık kendisi ile olan münasebetime biraz ara vermenin zamanı geldi de geçiyordu bile. Mesela geçtiğimiz günden bahsedeyim size.



Okuldayım ve veli görüşmesi yapıyorum odamda. Velinin söylediği bir sözden bir anda düşünce baloncukları oluştu kafamda resmen, bir sürü baloncuk. Hani şu çizgi filmlerde olur ya aynen öyle. Zaten hayal kurmaya çok müsait ‘ben’, koptum, gittim çoktan.
Sonra bir anda masanın karşısında oturan velimin sesi yükselmeye başladı, şimdi ne yapacağım ben hoca hanım?? Hoca hanım??
Bilumum ıkınma sesleri başladı ben de:
-Iıııııuuuuuu,
ımmmmm,
 ummmm, hımmmmm…..
Ve benzeri  sesleri çıkarttıktan hemen sonra, istemsiz bir şekilde elimin masamın üzerinde dolandığını fark ettim.  Ve sonra bir anda ‘ne yapıyorum ben ya’ dedim içimden. Resmen kumandayı arıyordum.
Haydi bakalım hoca hanım geri de alamıyorsun ki, şimdi televizyon mu bu?
Mıçtım mı şimdi?

Sonra hemencecik toparlanıp bildiğim bütün konuşma yöntemlerini hatırlattım kendime.
“Ve şimdi durumu şöyle bir toparlayalım, öncelikle sizin ne yapacağınıza ben değil siz karar vermelisiniz. Bu sizin kararınız olmalı, bu yolda ben ancak size fikirlerimle yardımcı olmaya çalışırım, yol göstermeye çalışırım.  Öncelikle siz tam olarak ne hissediyorsunuz bana düşüncelerinizi anlatın” gibi cümleler kurup kaldığım yerden devam edebildim çok şükür.  Ve nihayetinde görüşmeyi güzelce sağa salim noktalayabildim.  Bu durumu kotarmıştım evet ama her şey işim gibi olamazdı sonuçta.

Çünkü ben bunu ilk defa yapmadığımı fark ettim. Son zamanlarda dikkatsizleştiğimi hatta belki alıklaştığımı fark ettim, iyi dinleyemediğimi, iyi bakamadığımı…

Ve malesefki bu tek örneği değildi. Yanımda bir şey anlatılıyor ben pek kulak vermiyorum, ya da bir şey gösteriyorlar çok da iyi bakmıyorum gibi. Sanki sonrası varmış gibi davranıyorum.
Bu durumumdan Nesrin’ e bahsettiğimde bana ‘click’ diye bir filmi hatırlattı, eski bir film. Baya bir güldük bunun üzerine :) İzleyenleriniz vardır belki. Öyle saçma sapan bir hale geldi benim vaziyetler de anlayacağınız.

Aslında bakarsanız şöyle düşünüyorum da bazen geriye alabilsek hayatı da,

hayatın da bir kumandası olsaydı mesela ne güzel olmaz mıydı ama :)



29 yorum:

  1. Alem ve tatlı kızsın vesselam, ayrıca benim de geri almak istediğim seneler var..Ne yaparsın hayat işte..:))

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Teşekkür ederim:))
      Ahhh demeye devam etmeden, geriye almaya gerek kalmayacak kadar güzel anlar yaşamak dileğiyle;) Öperim ve severim seni sevgili okuyucum benim:)

      Sil
  2. Geriye almak yerine gel anı yaşamayı deneyelim. Şu an neyse o ne geçmişin keşkeleri ne de geleceğin kaygısı olmadan ;))sevgilerimle

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. 'carpe diem' diyelim o zaman;)
      sevgilerle öğretmenim;)

      Sil
    2. Yüzündeki gülücük hiç eksilmesin ;))

      Sil
  3. Geri sar hoppp ileri al dur :)) fena olmazdı kulağa hoş geliyor :)

    YanıtlaSil
  4. O kumanda bende olsa da güzel anları durdursam.

    YanıtlaSil
  5. Hayatta öğle şeyler mümkün mü? :) Maleseff.

    YanıtlaSil
  6. Ben de katılıyorum bu fikre. Hayatın kumandası olsa keşke. Bu arada bloguna yeni fark ettim çok güzel; çok beğendim, kendime " sayfana hoş buldum " diyorum. :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Hoş geldin, sefalar getirdin;)
      Yine gel, hep gel, ağırlayayım canım misafirimi;)

      Sil
  7. Hayaller iyidir herzaman

    YanıtlaSil
  8. Şu kumandanın hayatı da geriye sarıp durduranından bende istiyorum =)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Hadi geriye sarmasından vazgeçtim, bari durdursa değil mi? Hele ki en mutlu olduğumuz anlarda, istediğimiz kadar durabilsek ne güzel olardıı:))

      Sil
  9. Click filminin çevirisi de Uzaktan Kumandaydı, çok sevdiğim filmlerdendir. Keşke hayatı da bir yerinden kumada edebilseydik. :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ben de yeniden izlemeyi düşünüyorum filmi, hatırlayamıyorum bile, çok zaman oldu;)

      Sil
  10. Click filmini hatırladım bende ilk satırlarda çok sevdiğim bir filmdi ve çok güzel mesajları vardı.:)

    YanıtlaSil
  11. alla alla canlı yayında oluyo ha nasıl ki ama :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Öyle de güzel oluyo ki:) Fena bağımlılık yapıyor emme:)

      Sil
  12. TV bağımlısı olduk... bir sürü dizi... :)

    Benim de yazdığım bir konu tv sosyal medya ve diziler.. beklerim.. :))

    YanıtlaSil
  13. ama son yazıma bi bak amaaaa :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Yazının görür görmez verdiğim tepkileri sıralıyorum:
      Enammmmm,
      Yuppeleyyy!!!
      Benden bahsediiiiiii,
      Ay seni yerim ben ya, canımmmmmm:)))
      İnan bunlar oldu:)
      Bi sevindirik oldum, teşekkür ederim;)

      Sil
  14. Ahah ne keyifli yazıların var. :) Birkaçını okudum bile. Ben de bloğuma beklerim seni: Sevgiler..

    YanıtlaSil

Şişt pişt, orada olduğunu biliyorum!
Yorumların benim için çok önemli, öyle okuyup okuyup kaçmak yok;)